Narrow Search
Last searches

Results for *

Displaying results 1 to 25 of 103.

  1. Çeviribilimde bilişsel yaklaşımlar : çeviribilim ve uygulamalarında çevirmen odaklı yaklaşım ve bilişsel yönelimlere bir üst bakış Cognitive approaches in translation studies : an overview to cognitive orientation as part of translator oriented approach in translation studies
    Published: 05.02.2014

    When we look at the last few decades of the research field named as ‘translation studies’, it can be suggested that some affairs and developments in science and culture led to ‘translation studies’ based in Europe and especially in Germany. The... more

     

    When we look at the last few decades of the research field named as ‘translation studies’, it can be suggested that some affairs and developments in science and culture led to ‘translation studies’ based in Europe and especially in Germany. The developments in informatics, the transformation of the communicative action theory and communication studies, the reinterpretation of functionalism, the evolution of pragmatics, and the new developments in cognitive philosophy revealed new point of views. As a consequence of these points of views new focal points in the translation oriented thinking is named as ‘translation studies’, and therefore new studies called as ‘theory’ and ‘approach’ emerged. The point of views of theorists to the specific facts affect their attitudes to the object and perceptions. The theorists suggesting arguments on translation fact have various approaches and attitudes. Translation fact can be evaluated as ‘a completion of facts’ and ‘a complex fact’. ‘Translation’ representing a complex world is a complex fact. As a consequence of the complexity of translation fact‚ translation has been associated with psychology since the 90s. In this 3 0 context the researches turned their attention to ‘translator’ placed in center. The researches oriented on the attitude and psychological state on which ‘translator’ based while producing ‘translation’. This article discusses with an overview the approaches arising from such questions as “What stages take a translator to a specific translation output, in other words to a specific translated text, under specific conditions?” or “What mental processes occur during translation?” ‘Çeviribilim’ olarak adlandırılan araştırma alanında geride bırakılan son birkaç on yıla bakıldığında bilim ve kültürde yaşanan kimi olay ve gelişmelerin Almanya ve Avrupa merkezli ‘çeviri’ araştırmalarına yön verdiği söylenebilir. Bilişim konusundaki gelişmeler, eylem kuramının ve iletişimbilimin dönüşümü, işlevselciliğin yeniden yorumlanması; edimbilimin evrimi, bilişsel felsefedeki yeni gelişmeler, yeni bakış açılarını ortaya çıkarmıştır. Bu bakış açılarının birer sonucu olarak ‘çeviribilim’ olarak adlandırılan çeviri odaklı düşünmelerde yeni ağırlık noktaları ve buradan hareketle ‘kuram’ ya da ‘yaklaşım’ biçiminde ifade edilen çalışmalar oluşmuştur. Kuramcıların belli olgulara bakış açıları onların nesneye yaklaşım biçimlerini ve algılarını etkiler. Çeviri olgusuna dönük savlar ortaya koyan kuramcılara bakıldığında ‘olgular bütünü’ ya da ‘karmaşık olgu’ olarak değerlendirilebilecek bir olguya dair farklı yaklaşım ve tutum alışlardan söz edilmektedir. Bu noktada, karmaşık bir dünyayı temsil eden çok boyutlu bir olgu olarak ‘çeviri’nin kendine özgü niteliği, 90’lı yıllardan başlayarak günümüze kadar gelen süreçte, ‘çeviribilimin’ psikoloji alanı ile ilişkilendirilmesi sonucunu beraberinde getirmiştir. Bu çerçevede araştırmaların ilgisi, ‘çeviri gerçekliği’nde merkeze oturtulan ‘çevirmen’e yönelmiş, ‘çevirmen’in bir ürün olarak ‘çeviri’yi hangi tutum ve ruhsal duruma dayanarak ortaya koyduğuna ilişkin araştırma yönelimi önem kazanmıştır. “Belli koşullar altında bir çevirmeni belli bir çeviri çıktısına, diğer bir deyişle belli bir çeviri metne götüren olay örgüsü nedir?” ya da “çeviri sırasında hangi zihinsel işlemler gerçekleşiyor?” gibi sorulardan hareket eden yaklaşımların bir üst bakışla ele alınması bu çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 410
    Subjects: Deutsch; kognitive Linguistik; Kognition; Übersetzung
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  2. Sözlüksel alan teorisi ve çeviri Lexical field theory and translation

    When translating from one language to another, lack of good command of some skills in both the source and the target languages culturally may lead to a set of translation errors. It is essential that one should not only possess some vocabulary skills... more

     

    When translating from one language to another, lack of good command of some skills in both the source and the target languages culturally may lead to a set of translation errors. It is essential that one should not only possess some vocabulary skills in both languages, but also know about the pragmatic rules that govern the language in the appropriate selection and combination of single words into sentences. The article seeks to examine; the possible effects of “lexical field theory” introduced by Trier, who had been inspired by the suggestions of Humboldt and Saussure for language, on developing text comprehension skills and narrative competence; and how the theory can be of any use in translation studies. According to Trier (1931), one can only acquire the meaning of a word through its relationships to other words within the same word-field. Meaning does not exist without the word-field. Lack of a concrete word relating to the thought to be described does not imply the nonexistence of that thought in the language. Based on experience and cultural knowledge, we can interpret this concept. Çeviri yaparken her iki dile, kültüre yeterince hâkim olmamak bir dizi çeviri hatalarına yol açabilir. Bu noktada kaynak ve erek dilde yeterli kelime hazinesine sahip olmanın yanı sıra kelimelerin kullanım alanlarını, kurallarını, edim bilimsel etkilerini, sözdizimsel kuralları vs. de iyi bilmek gerekir. Humboldt ve Saussure’ün dil hakkındaki düşüncelerinden etkilenen Trier’in ortaya attığı sözlüksel alan teorisinin metin anlama ve anlatma edinci kapsamında etkilerinin neler olabileceği ve çeviribilimin sözlüksel alan teorisinden nasıl yararlanabileceği konusu irdelenmeye çalışılacaktır. Trier’e (1973:5) göre bir sözcüğün anlaşılabilmesi için, sözlüksel alanın tamamının bilinmesi

    gerekir ve ancak sözlüksel alana hâkim isek o sözcüğü doğru anlayabiliriz. Anlam sadece ve sadece sözlüksel alan sayesinde vardır. Sözlüksel alan yoksa anlam da yoktur. Anlatılmak istenen düşünceye veya olguya dair bir kelimenin belli bir dilde bulunmaması bu düşüncenin veya olgunun o dilde olmadığı anlamına gelmez. Hayata dair genel kültür bilgimize ve tecrübelerimize dayanarak bu yeni kavramı

    anlayabiliriz.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 410
    Subjects: Übersetzung
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  3. Erken Yaşta Yabancı Dil Öğreniminde Çizgi Filmlerin Yeri The role of cartoon films in foreign language learning at an early age
    Published: 30.06.2016

    While discussions about the appropriate age of learning a second language are going on, as in many developed countries, in our country also, children are taught foreign languages starting from kindergarten. In foreign language learning, to hear the... more

     

    While discussions about the appropriate age of learning a second language are going on, as in many developed countries, in our country also, children are taught foreign languages starting from kindergarten. In foreign language learning, to hear the correct pronunciation of the speech sounds and words by means of audio-visual devices, to be able to repeat them, and know the culture of the target language is very important. In that case, the role of cartoons in foreign language learning is an important issue which needs to be addressed. In this study, the role of cartoons in learning a foreign language of children has been investigated. In this context, the age of foreign language learning and foreign language teaching methods have been considered theoretically; which type of cartoons are more effective and useful in foreign language learning at an early age has tried to be identified. İkinci dil öğrenme yaşına ilişkin tartışmalar sürerken, birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi ülkemizde de anaokulundan itibaren yabancı dil öğretimi gerçekleştirilmektedir. Yabancı dil öğreniminde, görsel-işitsel araç kullanarak dile ait konuşma seslerinin ve sözcüklerin doğru telaffuzunu duymak, doğru telaffuz edebilmek ve dilin ait olduğu kültürü tanımak çok önemlidir. Erken yaşta yabancı dil öğrenimine bu açıdan yaklaşıldığında dil öğreniminde yabancı bir dile ve kültüre ait çizgi filmlerin yeri, üzerinde durulması gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada, okul öncesi dönem çocuklarının yabancı dil öğreniminde çizgi filmlerin yeri incelenmiştir. Bu kapsamda, yabancı dil öğrenme yaşı, yabancı dil öğretim yöntemleri kuramsal açıdan ele alınmış; çizgi filmlerin yabancı dil öğrenimindeki yeri üzerinde durularak, ne tür çizgi filmlerin erken yaşta yabancı dil öğreniminde daha etkin ve yararlı olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 400; 830
    Subjects: Zweisprachigkeit; Kind; Fremdsprachenlernen; Audiovisuelles Unterrichtsmittel; Spracherwerb
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  4. Akademik Çeviri Eğitimi Açısından Çeviri Edinci Kavramı ve İçerimleri Der Begriff Translationskompetenz und seine Implikationen hinsichtlich der akademischen Translationsdidaktik
    Published: 30.12.2016

    Obgleich es die Handlung des Übersetzens seit vielen Jahrhunderten gibt, ist die Auffassung, dass das Übersetzen lehrbar ist, relativ neu. Dass dieser Lehrbereich anhand von universitären Bildungsmodellen auf eine didaktische Weise behandelt wird,... more

     

    Obgleich es die Handlung des Übersetzens seit vielen Jahrhunderten gibt, ist die Auffassung, dass das Übersetzen lehrbar ist, relativ neu. Dass dieser Lehrbereich anhand von universitären Bildungsmodellen auf eine didaktische Weise behandelt wird, bezeichnet eine vergleichsweise jüngere Problematik. Diese Problematik ist mit der Gründung der universitären Institute, die die akademische Translationsdidaktik seit nunmehr mehreren Jahrzehnten durchführen, zu einer auf akademischer Ebene diskutierten Frage geworden, so auch in der Türkei. Diesbezügliche Diskussionen beziehen sich auf die sogenannte Translationskompetenz, auf deren Erwerb oder Ausbau die akademische Translationsdidaktik abzielt. Die Translationskompetenz lässt sich als eine zentrale Angelegenheit hinsichtlich der akademischen Translationsdidaktik einschätzen. Denn die Frage, wie sie definiert und verstanden wird, ist eine so besondere und bedeutungsvolle Infragestellung, dass sie die Grundlage und das Verfahren der zur Verfügung gestellten Didaktik bestimmen kann. In diesem Vorhaben wird versucht, die Translationskompetenz zu definieren, die Voraussetzungen der Translationsdidaktik und die Besonderheiten der professionellen Translatoren von der vorliegenden Definition ausgehend inhaltlich darzustellen. Çeviri eyleminin yüzyıllarla ifade edilen ve Milattan önceki devirlere kadar uzanan tarihine karşın çeviri etkinliğinin öğretilebilir bir olgu olarak ele alınması, bilindiği üzere yeni bir konudur. Bu öğretme işinin eğitme biçimiyle ele alınıp üniversiter eğitim modelleri ile ele alınması ise, görece çok daha yeni bir görüngüdür. Türkiye'de de son birkaç on yıldır çeviri eğitimi veren akademik birimlerin varlığı ile konu tamamı ile akademik mecraya taşınmış ve tartışılmaya başlanmıştır. Bu tartışmalar ise, akademik çeviri eğitimi yoluyla oluşturulması ve/veya geliştirilmesi amaçlanan 'çeviri edinci' kavramı üzerinden yürütülmektedir. Çeviri edinci, akademik çeviri eğitimi açısından merkezi bir konu olarak değerlendirilebilir. Çünkü 'çeviri edinci'nin nasıl tanımlandığı, verilen eğitimin içeriğini ve usulünü belirleyebilecek denli temel bir sorgulamadır. Bu çalışmada 'çeviri edinci' kavramı tanımlanmaya çalışılacak, buradan hareketle akademik çeviri eğitiminin koşulları ve çevirmenin öznitelikleri içeriklendirilmeye çalışılacaktır.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 400; 830
    Subjects: Übersetzungswissenschaft; Didaktik; Fremdsprachenkompetenz
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  5. Yabancı Dil Olarak Almanca Dersinde Dilbilgisinin Dört Beceriye Aktarımı ve Kullanımına Yönelik Örnek Bir Uygulama Eine Beispielsausführung zum Gebrauch und zur Aktivierung des Grammatikwissens in den vier Fertigkeiten im DaF-Unterricht
    Published: 30.12.2016

    In der vorliegenden Arbeit wurde im theoretischen und empirischen Zusammenhang versucht zu bearbeiten, wie man das bereits gelernte grammatische Wissen nutzbar machen und wie man bei den Studenten das passive Grammatikwissen aktivieren kann. Es wurde... more

     

    In der vorliegenden Arbeit wurde im theoretischen und empirischen Zusammenhang versucht zu bearbeiten, wie man das bereits gelernte grammatische Wissen nutzbar machen und wie man bei den Studenten das passive Grammatikwissen aktivieren kann. Es wurde auch versucht zu ermöglichen, dass die Studenten ihr Grammatikwissen auf die vier Fertigkeiten übertragen, indem ihnen statt einheitlicher passiver Übungen eine große Auswahl von Aktivübungstypen angeboten wurde. Die vier Fertigkeiten wurden nicht voneinander isoliert, sondern integriert behandelt. In dieser Arbeit wurde das Muster 'Experiment mit Kontrollgruppen-Vortest und -Nachtest' benutzt.

    Die Arbeit ist eine gemischte Studie mit qualitativen und quantitativen Dimensionen. Der Leistungsunterschied zwischen dem Vor- und Nachtest in der Untersuchungsgruppe, in der die handlungs- und produktionsorientierten Methoden benutzt wurden, ist höher als der Leistungsunterschied in der Kontrollgruppe, in der traditioneller Grammatikunterricht bzw. die Darstellungsmethode durchgeführt wurde (F(1,48)=366,149; p<0,001). Man kann daraus schließen, dass die Lernenden in der Untersuchungsgruppe mehr Erfolg als die Lernenden in der Kontrollgruppe haben.

    Die Ansicht, dass die Grammatik ein Mittel ist, wurde praktisch erforscht und realisiert, um die kommunikative Kompetenz der Lernenden zu erweitern. Kreative, handlungs- und produktionsorientierte alternative Unterrichtsmodelle zum traditionellen Grammatikunterricht wurden erstellt und angewendet. Bu çalışmada öğrencilerin öğrenmiş oldukları dilbilgisel yapıyı nasıl işlevsel hale getireceği, pasif halde bulunan dilbilgisel yapının nasıl aktif hale getirileceği teorik ve deneysel bağlamda incelenmiştir. Tek tip pasif alıştırmaların yerine aktif alıştırma tiplerinden seçenek sunularak öğrencilerin bu bilgiyi, dört beceriye aktarımı mümkün kılınmaya çalışılmıştır. Çalışmada dört beceri birbirinden soyutlanmış biçimde değil bütünleştirici şekilde ele alınmıştır.

    Bu çalışmada deneysel yöntemin 'kontrol gruplu öntest ve sontest deney' deseni kullanılmıştır. Hem nitel hem de nicel boyutları içeren karma bir çalışmadır. Çalışmada eylemsel ve üretimsel yöntemlerin kullanıldığı deney grubundaki öntest ve sontest puanları arasındaki başarı farkının; geleneksel yöntemin uygulandığı kontrol grubundaki başarı farkından anlamlı derecede fazla olduğu görülmüştür (F(1,48)=366,149; p<0,001). Buradan hareketle deney grubundaki öğrencilerin daha fazla ilerleme gösterdiği ve başarılı oldukları sonucuna varılmıştır.

    Dilbilgisi dersinin iletişimsel yetinin geliştirilmesi için bir araç olduğu görüşü deneysel ve uygulamalı olarak araştırılmıştır. Yaratıcı, eyleme ve öğrencilerin üretimine dayalı bir dilbilgisi dersi geliştirilerek geleneksel dilbilgisi dersine alternatif ders modelleri geliştirilmiştir.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 430; 830
    Subjects: Fremdsprachenunterricht; Deutsch; Fremdsprache; Grammatikunterricht; Grammatik; Gestalttheorie
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  6. Yabancı Dil Öğretim Yöntemlerinin Turizm için Mesleki Almanca Öğretimindeki Yeterliliği The sufficiency of foreign language teaching methods in teaching vocational German for tourism
    Published: 30.12.2016

    There is a highly intensive cooperation between Turkey and Germany in many fields, like politics, economy, science, commerce and culture. Furthermore almost three million Turkish citizens live in Germany and most of the foreign tourists who come to... more

     

    There is a highly intensive cooperation between Turkey and Germany in many fields, like politics, economy, science, commerce and culture. Furthermore almost three million Turkish citizens live in Germany and most of the foreign tourists who come to Turkey for years are German since many years. Because of all these facts, to be able to talk in German has been a required qualification in many branches of work in various sectors of Turkey. And Tourism is the leading one among these sectors. Vocational German is being instructed in courses, faculties and colleges according to the needs of tourism employees. Beside common languge teaching methods for vocational german, there are also some different methods and techniques being used to develop the language skills which are required for the job. In this study, a discussion is made upon the sufficiency of language teaching methods for teaching german for special purpose of tourism by explaining the features of language teaching methods and vocational language of tourism with examples. The study is based on related studies and views of teachers and learners, without doing any observation or experiment on a sample group. Türkiye ile Almanya arasında siyasi, ekonomik, bilimsel, ticari, kültürel ve daha birçok alanda yoğun bir işbirliği söz konusudur. Ayrıca Almanya’da yaklaşık üç milyon Türkiye vatandaşı yaşamakta ve Türkiye'ye uzun yıllardır en fazla yabancı turist Almanya'dan gelmektedir. Bütün bu nedenlerden dolayı Almanca konuşabilmek Türkiye'de farklı sektörlerden birçok iş kolunda çalışanlarda aranan bir nitelik haline gelmiştir. Turizm bu sektörlerin başında gelmektedir. Turizm çalışanlarının ihtiyaçları doğrultusunda kurslarda, ilgili fakülte ve yüksekokullarda mesleki Almanca dersleri verilmektedir. Mesleki Almanca öğretimi için bilinen dil öğretim yöntemleri kullanılmakla birlikte, ilgili meslek kolunun gerektirdiği dilsel beceriler göz ününde bulundurularak farklı yöntem ve tekniklerden de yararlanılmaktadır. Bu çalışmada turizm mesleki dili tanımlanıp, örneklerle açıklanmış ve yabancı dil öğretim yöntemlerinin özellikleri açıklanarak, turizm için mesleki Almanca bilgi ve becerilerini kazandırmadaki yeterliliği üzerine bir tartışma yürütülmüştür. Çalışmada herhangi bir örneklem grubu üzerinde deney veya gözlem yapılmaksızın, konuyla ilgili yapılan çalışmalar, öğretmen ve öğrenci görüşleri dikkate alınmıştır.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 430; 830
    Subjects: Fremdsprache; Deutsch; Mündliche Kommunikation; Tourismus
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  7. Ardıl Çeviri Eğitiminde Not Almanın Önemi ve Not Alma Duyarlılığının Pekiştirilmesi The relevance of taking notes in consecutive interpreting and intensifying the sensibility for taking notes
    Published: 25.06.2017

    It is a fact that taking notes, especially in consecutive interpreting education, plays a crucial role. However, the availability of Turkish resources for note taking in consecutive translation is very limited. Translator candidates do not yet have... more

     

    It is a fact that taking notes, especially in consecutive interpreting education, plays a crucial role. However, the availability of Turkish resources for note taking in consecutive translation is very limited. Translator candidates do not yet have the sensitivity to perceive the distinction between taking a note of everything they hear and taking notes that they understand. Despite the fact that there are many different views on the principles of taking notes in interpreting, there are different opinions on foreign sources; some inference will benefit especially in terms of oral translation education. The aim of the present study is to enlighten the significance of taking notes in verbal conversation and to provide a breakthrough that enhances the sensitivity of taking notes in verbal translation education as well as to embody the basic principles in question. The exercise recommended in the context of this study is a quality that will contribute to the development of the sensitivity and awareness of students in taking notes and is an exercise to provide meaningful contributions to listening, empowering expressing, memory strengthening, information equipment and general culture issues in a didactic sense. Ardıl çeviride not alma eğitimi konusuna ilişkin Türkçe kaynakların oldukça sınırlı olmasıyla birlikte, not alma, özellikle ardıl çeviri eğitiminde üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Çevirmen adayları büyük oranda, duyduğu her şeyi not alma ile anladığını not alma arasındaki ayrımı algılayacak duyarlılığa henüz sahip olmamaktadırlar. Sözlü çeviride not almanın ilkelerine ilişkin, yabancı kaynaklarda birbirinden farklı çok sayıda görüş olmasına rağmen, çıkarsama yoluyla bazı temel ilkeler belirlemek, özellikle sözlü çeviri eğitimi açısından fayda sağlayacaktır. Çalışmanın amacı, sözlü çeviride not almanın önemini irdelemenin ve söz konusu temel ilkeleri somutlaştırmanın yanı sıra, sözlü çeviri eğitiminde not alma duyarlılığını geliştirici bir açılım sunmakta belirginleşmektedir. Bu çalışma kapsamında önerilen alıştırma, öğrencilerde not alma duyarlılığının ve bilincinin gelişmesine katkı sağlayacak nitelikte olup, duyduğunu anlama, ifade gücü, belleği güçlendirme, bilgi donanımı ve genel kültür konularına da didaktik anlamda önemli ölçüde katkılar sağlayacak nitelikte bir alıştırmadır.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 400; 830
    Subjects: Notiz; Übersetzen; Konsekutivdolmetschen; Mündliche Kommunikation
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  8. Tarihe Yön Veren Çeviriler Septuaginta ve Reşid Taşı (Rosetta) Translations leading history : Septuagint and Rosetta
    Published: 25.06.2017

    In this study, among the translations made throughout history, the translation of the Torah called Septuaginta and the translation of the Rosetta stone, which have both guided history, are examined. The aim of the work is to concretize that... more

     

    In this study, among the translations made throughout history, the translation of the Torah called Septuaginta and the translation of the Rosetta stone, which have both guided history, are examined. The aim of the work is to concretize that translation is not always just a function-oriented application; but it is also an important activity that can interact with sociology, politics, economics and religion and can even be as important as to determine human history. In the study, the effects of the mentioned translations on historical events are revealed. Each translation activity examined in the scope of the study is interpreted in terms of its causes and effects that especially were able to change the flow of history. Bu çalışmada, tarih boyunca yapılmış çeviriler arasından, tarihin seyrine yön verenler içinde bulunan Septuaginta adlı Tevrat çevirisi ve Reşid taşının çevirisi irdelenmektedir. Çalışmanın amacı, çevirinin her zaman sadece işlev odaklı bir uygulamadan ibaret olmadığını; bilakis sosyoloji, siyaset, ekonomi, din gibi alanlarla etkileşim içerisinde bulunan ve insanlık tarihini belirleyebilecek ölçüde önemli bir etkinlik olabileceğini belirginleştirmektir. Çalışmada, ilgili çevirilerin tarihi olgular üzerindeki etkileri ortaya konmaktadır. Çalışma kapsamında irdelenen her bir çeviri etkinliği, ortaya çıkış nedenleri ve - özellikle de tarih akışının seyrini değiştirecek - etkileri bakımından ele alınıp yorumlanmaktadır.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
  9. Trakya Üniversitesi Öğretim Üyelerinin Yabancı Dil Kullanım Amaçlarının Betimlenmesi Describing the purpose of academicians foreign language use at Trakya University
    Published: 25.06.2017

    Universities are places where knowledge is produced. This knowledge makes sense as long as it is shared. In the global world, this knowledge sharing is expected to be intensive in universities. Foreign language is very important in this stage. The... more

     

    Universities are places where knowledge is produced. This knowledge makes sense as long as it is shared. In the global world, this knowledge sharing is expected to be intensive in universities. Foreign language is very important in this stage. The participation of academicians in this information network is related to the effective use of foreign language in oral and written form. The aim of the study is to measure the foreign language levels of academicians according to the demographic variables and to describe the purposes of foreign language use. 269 academicians at Trakya University contributed to the study in 2015. Foreign Language Levels of academicians were measured through The Common European Framework for Languages - Set of General Steps for Common Suggestion Levels - A1, A2, B1, B2, C1 and C2. In order to describe the purpose of foreign language use of the academicians, by using a measuring tool which was developed beforehand, it was studied at 95% confidence level. In the study conducted with a descriptive approach, the data were calculated as percentages. At the end of the study, it was determined that the foreign language levels of the academicians were at most B1 (30,9%) and B2 (30,1%) levels. Among the purpose of academicians' foreign language use (academic, education and personal), differences were identified in the ability to acquire and produce a foreign language Üniversiteler bilginin üretildiği yerlerdir. Bu bilgiler paylaşıldıkça anlam kazanırlar. Küresel dünyada üniversitelerden beklenen, bu bilgi paylaşımının yoğun olmasıdır. Yabancı dil bilmek bu aşamada oldukça önemlidir. Akademisyenlerin bu bilgi ağına katılım etkinliği, yabancı dili sözlü ve yazılı etkin kullanabilmesine bağlıdır. Bu çalışmanın amacı, öğretim üyelerinin yabancı dil seviyelerinin demografik değişkenlere göre ölçülmesi ve yabancı dil kullanım amaçlarının betimlenmesidir. Çalışmaya 2015 yılında Trakya Üniversitesi'nde çalışan 269 öğretim üyesi katkı sağlamıştır. Öğretim üyelerinin yabancı dil seviyeleri 'Diller için Avrupa Ortak Öneriler Çerçevesi - Ortak Öneri Düzeyleri Genel Basamaklar Kümesi - A1, A2, B1, B2, C1 ve C2' aracılığı ile ölçülmüştür. Yabancı dil kullanım amaçları ise güvenilirlik oranı % 95 olan bir ölçme aracı ile ölçülmüştür. Betimsel bir yaklaşımla yürütülen çalışmada veriler yüzdelik olarak hesaplanmıştır. Verilerin analizi çalışmaya katılan öğretim üyelerinin yaklaşık üçte birinin B1 (%30,1) ve B2 (%30,1) seviyelerinde olduğunu göstermiştir. Ayrıca yabancı dili kullanma amaçları (akademik, eğitim-öğretim ve kişisel) arasında alımlamaya ve üretime yönelik becerilerde farklılıklar tespit edilmiştir.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 400; 830
    Subjects: Fremdsprachenlernen; Universität; Common European Framework of Reference for Languages
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  10. "Schritt für Schritt Deutsch Ortaöğretim A1.1 Düzeyi Almanca Ders Kitabı" nın Kültür Bilgisi ve Kültürlerarasılık Bağlamında İncelenmesi ve Değerlendirilmesi Analyse und Bewertung des Lehrwerks 'Schritt für Schritt Deutsch Ortaöğretim A1.1 Düzeyi Almanca Ders Kitabı' im Rahmen der Landeskunde und Interkulturalität

    Köşker hat in seinem im Jahre 2015 mit dem Titel "Kulturvermittlung im Fremdsprachenunterricht an Beispiel von Französisch" veröffentlichten Artikel darauf hingewiesen, dass das Fremdsprachenlernen in der heutigen Zeit im Gegensatz zu bisherigen... more

     

    Köşker hat in seinem im Jahre 2015 mit dem Titel "Kulturvermittlung im Fremdsprachenunterricht an Beispiel von Französisch" veröffentlichten Artikel darauf hingewiesen, dass das Fremdsprachenlernen in der heutigen Zeit im Gegensatz zu bisherigen Zielen hauptsächlich auf die schriftliche bzw. mündliche Kommunikation mit Menschen ausgerichtet ist, die diese Sprache sprechen, jedoch wie Zeuner (1997) auch betont, dass Grammatikkenntnisse allein für eine gezielte Anwendung der Kommunikationskompetenz, die sich auf Sprechen und Verstehen stützt, nicht ausreichen können. Die Lernenden sollten zusätzlich Kenntnisse über die kulturellen Werte der Gesellschaft der Personen verfügen, mit denen interagiert wird und im Stande sein, auch die nonverbalen Mitteilungen der Personen, die die Zielsprache sprechen, zu verstehen. Ausgehend von dem Blickpunkt der Autoren Köşker und Zeuner wurde in diesem Beitrag das zur Zeit aktuellste in der Türkei konzipierte DaF-Lehrwerk Schritt für Schritt Deutsch Ortaöğretim A1.1 Düzeyi Almanca Ders Kitabı (Çelen Öztürk, 2016), das ab dem Lehrjahr 2016-2017 vom Erziehungsrat des Erziehungsministeriums für 5 (fünf) Jahre als Lehrmaterial anerkannt und an den Schulen im Schuljahr 2016-2017 sehr weitläufig eingesetzt wurde, im Hinblick auf die kulturellen Elemente anhand der Kriterien von Tomková (1992) und Arıkan und Saraç (2010) untersucht und die dabei erhobenen Daten deskriptiv analysiert und interpretiert. Die Daten haben gezeigt, dass das Lehrwerk Schritt für Schritt Deutsch Ortaöğretim A1.1 Düzeyi Almanca Ders Kitabı zwar im Rahmen der Landeskunde geographische, historische, numerische, statistische und weitere ähnliche Informationen über den Alltag und die Kultur der Zielsprache enthält und darüber hinaus auch Elemente beinhaltet, mit deren Hilfe Schüler die sprachlich-kulturellen Elemente der Zielsprache sehen und hören können und dadurch in der Lage sind, sich das alles im Gedächtnis vorzustellen und somit ihre eigene Kultur mit der Kultur der Zielsprache vergleichen und Empathie zeigen zu können. Die im Rahmen der "Interkulturalität" vorgesehenen Aktivitäten sind jedoch eher gering und die geographischen, historischen, numerischen, statistischen und ähnlichen Informationen im Rahmen der Landeskunde sehr begrenzt. Die Studie hat dargelegt, dass das Lehrwerk über die kulturellen Werte der Gesellschaft, in denen die Menschen leben, mit denen interagiert wird, zu wenig Information beinhaltet und dass in dieses Lehrwerk Inhalte eingebracht werden sollten, die darauf abzielen, auch eine Kompetenz im Verstehen von nonverbalen Mitteilungen der Sprecher der Zielsprache zu entwickeln. Köşker 2015 yılında yayımlanan "Yabancı Dil Öğretiminde Kültür Aktarımı: Fransız Dili Örneği" başlıklı makalesinde geçmişten günümüze süregelen hedeflerin aksine dil öğrenmenin temel amacının artık öğrenilen dili konuşan kişilerle yazılı veya sözlü iletişim kurabilmek olduğunu belirtmiş, ancak Zeuner (1997) gibi o da konuşma ve anlama üzerine kurulu yazılı ve sözlü iletişim yetisini kullanabilmek için sadece dilbilgisi kurallarını bilmenin yetmediğini, bunun yanı sıra etkileşime girilen kişilerin yaşadıkları topluma ilişkin kültürel değerler hakkında da bilgi sahibi olmak ve dili konuşanların sözel olmayan mesajlarını da anlamak gerektiğini vurgulamıştır. Köşker ve Zeuner'in bu görüşlerinden hareketle bu çalışmada Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 2016-2017 öğretim yılından itibaren 5 (beş) yıl süreyle ders kitabı olarak kabul ettiği ve okullarda 2016-2017 eğitim-öğretim yılında yaygın olarak kullanılan Türkiye'de hazırlanmış ve basılmış olan Schritt für Schritt Deutsch Ortaöğretim A1.1 Düzeyi Almanca Ders Kitabı (Çelen Öztürk, 2016) içerdiği kültürel öğeler bakımından Tomková'nın (1992) ve Arıkan ve Saraç'ın (2010) geliştirmiş oldukları ölçütler doğrultusunda mercek altına alınmış ve veriler betimsel analiz yöntemi ile çözümlenerek, yorumlanmıştır. Veriler, Schritt für Schritt Deutsch Ortaöğretim A1.1 Düzeyi Almanca Ders Kitabında hedef dilin konuşulduğu ülkenin günlük yaşamına ve kültürüne ilişkin Türkçede 'Ülke Bilgisi' olarak karşılık bulan Landeskunde kavramı bağlamında coğrafi, tarihsel, sayısal, istatistiksel vs. gibi bilgilere yer verildiğini, bunun ötesinde öğrencilerin hedef dil kültürel öğeleri görmelerini ve duymalarını ve bu yolla zihinlerinde hayal edebilmelerini sağlayan ve kendi kültürü ile hedef dilin kültürünü karşılaştırabileceği ve empati kurabileceği düzenlemelere gidildiğini, ancak gerek 'Kültürlerarasılık' kavramı bağlamında yapılması öngörülen etkinliklerin gerekse ‘Ülke Bilgisi’ olarak karşılık bulan Landeskunde kavramı bağlamında sunulan coğrafi, tarihsel, sayısal, istatistiksel vs. gibi bilgilerin sayıca oldukça sınırlı olduğunu ortaya koymuştur. Araştırma kitapta yabancı olanı doğru anlayabilmek için mutlaka bilinmesi gereken hedef dilin konuşulduğu ülkeye has kültürel değerlere çok az değinildiğini ve erek dili konuşanların sözel olmayan mesajlarını da anlayabilme becerisini de geliştirecek türde düzenlemelere gidilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 430; 830
    Subjects: Fremdsprachenlernen; Fremdsprachenunterricht; Deutschunterricht; Interkulturalität; Interkulturelles Verstehen; Interkulturelles Lernen
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  11. Uluslararası Savaş ve Kültür Sempozyumu Üzerine Kısa Bir Değerlendirme
    Published: 28.12.2017

    Uluslararası Savaş ve Kültür Sempozyumu, Amasya Üniversitesi ve Kıbrıs Balkanlar Avrasya Türk Edebiyatları Kurumu (KIBATEK) iş birliği ile 17-19 Kasım tarihleri arasında Amasya Üniversitesinde gerçekleştirilmiştir. Savaş, kültürü şekillendiren,... more

     

    Uluslararası Savaş ve Kültür Sempozyumu, Amasya Üniversitesi ve Kıbrıs Balkanlar Avrasya Türk Edebiyatları Kurumu (KIBATEK) iş birliği ile 17-19 Kasım tarihleri arasında Amasya Üniversitesinde gerçekleştirilmiştir. Savaş, kültürü şekillendiren, yönlendiren ve değiştiren ve kültürle olan bu ilişkisinden dolayı kendi diyalektiğini doğuran bir olgudur.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 800; 830
    Subjects: Krieg; Literatur
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  12. Yabancı Dil Öğretimi İçin 3B Dijital Oyunlar ve Oyunlaştırılmış Uygulamalar Geliştirme Entwicklung digitaler Lernspiele und gamifizierter Anwendungen für den Fremdsprachenunterricht
    Published: 30.06.2018

    In dieser Studie wird der Entwicklungsprozess digitaler Spiele und gamifizierter Anwendungen für den Fremdsprachenunterricht im Rahmen eines Forschungsprojekts behandelt, das in 2016 mit Unterstützung von U. Ü. BAP gestartet wurde. Die Untersuchung... more

     

    In dieser Studie wird der Entwicklungsprozess digitaler Spiele und gamifizierter Anwendungen für den Fremdsprachenunterricht im Rahmen eines Forschungsprojekts behandelt, das in 2016 mit Unterstützung von U. Ü. BAP gestartet wurde. Die Untersuchung der Fachliteratur und die Ergebnisse der während des Projektprozesses durchgeführten Datenerhebung zeigen, dass 3D digitale Spiele in den fremdsprachlichen Lernprozessen nicht ausreichend genutzt werden und dass die LehrerInnen über nicht ausreichende theoretische und praktische Kenntnisse zur Verwendung und Entwicklung digitaler Spiele verfügen. Die Schritte der Digitalspielentwicklung mit erforderlichen Komponenten werden in dieser Studie ausführlich und anhand konkreter Beispiele vorgestellt, um den LehrerInnen und MaterialentwicklerInnen den Weg zur Materialentwicklung zu veranschaulichen. Die Befunde dieser Studie sollen einen positiven Beitrag zur Verbreitung der digitalen Spiele im Fremdsprachenunterricht leisten und die LehrerInnen bei der Entwicklung digitaler Spielmaterialien für ihren eigenen Unterricht fördern. Bu araştırmada, 2016 yılında U. Ü. bilimsel araştırma projelerini destekleme birimi (BAP) desteğiyle başlatılan bir proje kapsamında yapılan yabancı dil öğretiminde dijital oyunlar ve oyunlaştırılmış uygulamalar geliştirme çalışmaları ele alınmıştır. Proje sürecinde yapılan alanyazın taraması ve öğretmenlerle yapılan anket çalışması sonucunda yabancı dil öğrenimi ve öğretimi süreçlerinde 3B dijital oyunların yeterince kullanılmadığı ve öğretmenlerin dijital oyun kullanma ve geliştirme konusunda yeterli kuramsal ve uygulamalı bilgiye sahip olmadıkları belirlenmiştir. Bu sonuç dikkate alınarak yapılan bu çalışmanın üçüncü bölümünde öğretmenlere ve materyal geliştiricilere yol göstermek amacıyla dijital oyun geliştirme süreci aşama aşama somut örneklerle ortaya konmuş, bu süreçte kullanılabilecek, materyal geliştirme araçları ayrıntılı olarak tanıtılmıştır. Söz konusu proje süreçlerinde elde edilen ve bu çalışmada ortaya konan bilgilerin yabancı dil öğretiminde dijital oyunların yaygınlaşmasına ve yabancı dil öğretmenlerinin kendi dersleri için dijital oyun materyallerini geliştirmelerine katkı sağlanması hedeflenmektedir.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 430; 830
    Subjects: Computerunterstütztes Lernen; E-Learning; Fremdsprachenunterricht; Lernspiel; Gamification
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  13. Türkçenin İkinci Dil Olarak Öğretiminde Almanya‘daki Göçmenlere İkinci Dil Öğretimi Deneyim ve Modellerinden Yararlanılması
    Author: Tan, Nimet
    Published: 30.06.2018

    Auch wenn die deutsche Politik nach wie vor unterschiedliche Meinungen vertritt, war und ist Deutschland in seiner Geschichte schon immer ein Einwanderungsland und verfügt über umfangreiche Erfahrungen hinsichtlich der Vermittlung deutscher Sprache... more

     

    Auch wenn die deutsche Politik nach wie vor unterschiedliche Meinungen vertritt, war und ist Deutschland in seiner Geschichte schon immer ein Einwanderungsland und verfügt über umfangreiche Erfahrungen hinsichtlich der Vermittlung deutscher Sprache an Migrantinnen und Migranten. Nachdem, auf Grund der 'Sprachlosigkeit' entstandenen sozialer, politischer und ökonomischer Schwierigkeiten, beschloss dieses Zuwanderungsland, das noch Anfang der 1960er Jahre den Bedarf des Erwerbs Deutscher Sprache seitens der Migranten und Migrantinnen nicht wirklich als eine Notwendigkeit ansah, neue Modelle und Konzepte zur Sprachförderung zu entwickeln bzw. zu erproben. Das Ziel dieses Aufsatzes ist, die Nutzung der Modelle und Ansätze aus dem Bereich des Deutschen als Zweitsprache (DaZ) für Türkisch als Zweitsprache (TaZ) aufzuzeigen und von den Erfahrungen Deutschlands zu profitieren. Aus diesem Grund wird zu Beginn auf die Fragestellung eingegangen, durch welche Merkmale sich Fremdsprachen von Zweitsprachen unterscheiden. Dabei wird der Begriff des 'Türkischen als Zweitsprache' ebenfalls untersucht. Um aufzuzeigen, mit welchen unterschiedlichen Lerntypen der Forschungsbereich 'Türkisch als Zweitsprache' zu rechnen haben sollte, werden darauffolgend unterschiedliche DaZ-Lerntypen, sowie deren Förderungsmodelle dargestellt. An dieser Stelle wird den 'Seiteneinsteigern' bzw. den Kindern und Jugendlichen, die im schulischen Alter in ein Einwanderungsland kommen und sich in das bestehende Schulsystem unabhängig von Alphabetisierungskenntnissen oder früheren Schulerfahrungen integrieren sollen, eine große Aufmerksamkeit gewidmet, denn für den gesellschaftlichen Zusammenhalt ist der Gewinn dieser Lerngruppe von großer Bedeutung. Zudem wird in diesem Kapitel auch der Begriff 'Bildungssprache' angerissen, da diese Zielgruppe mit diesem Sprachregister in der Schule konfrontiert wird. Abschließend werden Förderungskonzepte der erwachsenen Sprachlerner vorgestellt und darüber diskutiert, ob und inwiefern von diesen Erfahrungen auch vor dem Hintergrund der Integrationsprozesse, im Bereich des Türkischen als Zweitsprache profitiert werden kann. Her ne kadar Almanya politikası çeşitli fikirlerde de olsa; Almanya, tarihinde her zaman göç alan bir devlet olmuştur ve göçmenlere Almanca öğretimi konusunda oldukça köklü bir geçmişe, engin tecrübelere sahiptir. 60'lı yılların başlangıcında göçmenlere dil öğretimini gerekli görmeyen bu ülke 'dilsizliğin' getirdiği sosyal, siyasal ve ekonomik sorunlar sonrasında başarılı bir entegrasyon süreci için göçmenlere Alman dilinin öğretilmesinin gerekliliğini anlamış ve bu konuda çeşitli modeller denemiştir. Bu araştırmanın amacı; Almancanın ikinci dil olarak öğretimi alanındaki kuram ve modellerin, Türkçenin ikinci dil olarak öğretimine uyarlanabilirliğini göstermek ve Almanya'nın bu alandaki tecrübelerinden ikinci dil olarak Türkçe öğretimi alanında yararlanmaktır. Bu nedenle öncelikle 'yabancı dil' ve 'ikinci dil' kavramlarını birbirinden ayıran faktörler üzerinde durulacak ve böylece 'ikinci dil olarak Türkçe' kuramı incelenecektir. Sonrasında yine ikinci dil olarak Almanca öğretimi alanından çeşitli göçmen öğrenci tipleri ve bunlara Almanca öğretimi modelleri ortaya konacak, 'ikinci dil olarak Türkçe' kuramında karşılaşılacak öğrenci kavramının çeşitliliği değerlendirilecektir. Bu noktada okul çağında olan, okullara yatay geçiş yapması gereken ancak henüz Latin alfabesini bilmeyen, kurum olarak 'okul' kavramıyla hiç tanışmamış ve güncel Türkçenin dışında eğitim Türkçesi öğrenmesi gereken gençler üzerinde durulacaktır; çünkü toplumun birliği, bütünlüğü ve geleceği açısından özellikle bu gençlerin kazanılması büyük önem taşımaktadır. Aynı şekilde yetişkinlere Almanca öğretme modelleri tanıtılacak ve bu deneyimlerden 'ikinci dil olarak Türkçe' kuramı ve entegrasyon sürecinde nasıl yararlanılabileceği tartışılacaktır.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 430; 490; 830
    Subjects: Fremdsprachenunterricht; Fremdsprachenlernen; Deutsch; Türkisch; Einwanderer; Soziale Integration; Sprachpolitik
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  14. Çeviri Derslerinde Metin Seçimi Ölçütleri Kriterien der Textauswahl im Translationsunterricht
    Published: 30.06.2018

    Die Translation stellt eine Handlung dar, die die Translatoren als Handelnde steuern. Dies ist auch in unserer heutigen Translationswelt gültig, in der die Informationstechnologien ihre Existenz auf der praktischen Ebene immer mehr spüren lassen.... more

     

    Die Translation stellt eine Handlung dar, die die Translatoren als Handelnde steuern. Dies ist auch in unserer heutigen Translationswelt gültig, in der die Informationstechnologien ihre Existenz auf der praktischen Ebene immer mehr spüren lassen. Seit langem wurde und wird es zu einem Anspruch darauf, gewisse sachgerechte Kriterien im Bereich der Translation herausfischen und einsetzen zu können, wie es auch in anderen praxisorientierten Bereichen der Fall ist, in denen der Mensch im Mittelpunkt steht.

    Während die Translationswissenschaft als eine selbstständige Disziplin im rein wissenschaftlichen Bereich (pure research) darauf abzielt, alle zum Translationsphänomen gehörigen Aspekte zu beschreiben und daraus allgemeine Gesetzmäßigkeiten abzuleiten, versucht sie im angewandten Bereich (applied research), sachgerechte Kriterien zur Translationspraxis zu erstellen. Deswegen sind die Translationswissenschaftler auf der Suche nach sachgerechten Kriterien u.a. im Bereich der akademischen Translationsdidaktik, wie es in der Übersetzungskritik, in der Übersetzungspolitik und in Hilfsmitteln für Translation erscheint.

    Reduziert man die Problematik auf die Lehrveranstaltungen, bei denen die Translationsaufträge gegeben wird, lässt sich nicht behaupten, dass die Textauswahl im Translationsunterricht auf rein objektive Argumentationen basiert. Dieser Sachverhalt macht die Behandlung der vorliegenden Thematik ausschlaggebend. Das Ziel des Vorhabens ist es, die Kriterien der Textauswahl im Translationsunterricht festzustellen. Çeviri, birer eyleyen olarak çevirmenlerin yönlendirdiği bir eylemdir. Bu gerçek, bilgi teknolojilerinin bu uygulama sahasında varlıklarını yoğun biçimde hissettirdikleri günümüz çeviri dünyası içinde de geçerliliğini korumaktadır. İnsanın merkezde bulunduğu her uygulama sahasında olduğu gibi çeviri alanında da nesnel ölçütlerin bulunup uygulanabilmesi, beklenen ve arayışında olunan bir konu olagelmiştir.

    Bugün özerk bir araştırma alanı olarak çeviribilim, salt araştırma alanında (pure research) çeviri olgusuna dâhil bütün boyutları betimlemeye ve buradan üst ilkelere ulaşmaya çalışırken, uygulamalı araştırma alanında (applied research) ise çeviri edimi ile ilgili nesnel ölçütler üretmeyi denemektedir. Bu yönüyle çeviribilimciler, çeviri eleştirisi, çeviri politikası, çeviri araçları alanlarında olduğu gibi akademik çeviri eğitiminde de nesnel ölçütleri aramaktadır.

    Konu somut olarak çeviri uygulamalarının yaptırıldığı derslere indirgenirse, çeviri derslerinde metin seçiminin, bugün öznel gerekçelere dayandığı söylenebilir. Bu durum, bu çalışmada seçilen konunun sorunsallaştırılmasını önemli hale getirmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, çeviri derslerinde metin seçiminin ölçütlerini saptamaya çalışmaktır.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 400; 830
    Subjects: Übersetzung; Übersetzungswissenschaft; Didaktik
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  15. Türkçeye Çevrilen Alman Edebiyatına Genel Bir Bakış A general overview of German literature translated into Turkish
    Published: 30.06.2018

    The study on hand aims to report the German literal works translated into Turkish/ or published in Turkey partaking in the Turkish Translations Bibliography from the establishment of the Republic to the year 2016. For this purpose first a database... more

     

    The study on hand aims to report the German literal works translated into Turkish/ or published in Turkey partaking in the Turkish Translations Bibliography from the establishment of the Republic to the year 2016. For this purpose first a database was created by scanning various printed and electronic resources (http://www.toplukatalog.gov.tr; kasif.mkutup.gov.tr and koha.ekutuphane.gov.tr) as mentioned in the resource book of the Turkish Translations Bibliography. Based on this information this study seeks the answers to the following questions: 1. According to the years when the works translated from German into Turkish are determined, what kind of picture will come out? 2. How many books have been published in each literary genre? 3. Which author's works have been the most translated into Turkish so far? 4. Which publishing house have the most published works translated from German into Turkish? 5. Which translators brought in the most of the works from German to Turkish? Referring to the answers of these questions, the graphs based on quantitative values were prepared. Afterwards these graphs are evaluated in a qualitative method and it is discussed which criterions are taken as a basis and how the choices of translators -according to the period or translator- are made by the help of translating. Önümüzdeki çalışma, Türkçe Çeviriler Bibliyografyası adlı çalışmada yer alan bilgiler ışığında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 2016 yılına kadar Türkçeye çevrilmiş ve/ veya Türkiye’de yayımlanmış Alman edebi eserlerini raporlamayı amaçlamaktadır. Bu amaçla öncelikle, Türkçe Çeviriler Bibliyografyası kaynak kitabında da belirtildiği gibi çeşitli basılı ve elektronik kaynaklar (http://www.toplukatalog.gov.tr; kasif.mkutup.gov.tr ve koha.ekutuphane.gov.tr) taranarak bir veri tabanı oluşturulmuştur. Önümüzdeki çalışmada bu bilgilerden yola çıkılarak aşağıdaki soruların yanıtları aranmıştır: 1. Yıllara göre Almancadan Türkçeye çevrilen eserler belirlendiğinde karşımıza nasıl bir tablo çıkacaktır? 2. Her edebi türden toplam kaç kitap yayımlanmıştır? 3. En çok hangi yazarların eserleri Türkçeye çevrilmiştir? 4. Almancadan Türkçeye çevrilen eserler en çok hangi yayınevi tarafından basılmıştır? 5. En çok hangi çevirmenler Almancadan Türkçeye eserler kazandırmıştır? Bu soruların yanıtlarına istinaden niceliksel değerlere dayanan grafikler hazırlanmıştır. Daha sonra ise hazırlanan bu grafikler niteliksel olarak değerlendirilerek eserler Türkçeye çevrilirken hangi ölçütlerin esas alındığı, çeviri tercihlerinin- dönemine veya çevirmenine göre- nasıl yapıldığı tartışılmaktadır.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 430; 490; 830
    Subjects: Übersetzung; Literatur; Deutsch; Türkisch
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  16. Edmund Husserl ile Anımsama Göstergesi Olarak 11 Eylül Müzesi’ne Dair Anlam Arayışı The search of the meaning with Edmund Husserl in relation to the 9/11 Museum as an indication of recollection
    Published: 30.06.2018

    Although the dominance is a phenomenon that can be observed, it is difficult to determine its position theoretically and precisely. However, Michel Foucault argued that dominance influences the social spaces so that dominance with temporary... more

     

    Although the dominance is a phenomenon that can be observed, it is difficult to determine its position theoretically and precisely. However, Michel Foucault argued that dominance influences the social spaces so that dominance with temporary configurations and discourse structures can make themselves visible (Srubar 2009 :201). In this context, it is not wrong to say that the space is an important element to be avoided the temporality and to resist the memory against the time. One of the most important thinkers of the 20th century is Edmund Husserl whose ideas have contributed to making the analysis of philosophy, sociology, and psychology. The aim of the work is to analyse the National September 11 Memorial&Museum by using Husserl's phenomenology as a method. Thus, it is aimed to evaluate the museum, which is accepted as a memory place, with the reference to Husserl. Tahakküm, her ne kadar gözlemlenebilen bir olgu olsa da, teorik olarak yerini tam olarak belirlemek oldukça güçtür. Fakat Michel Foucault söz konusu tahakkümün sosyal mekânlara nüfuz ettiğini ileri sürmüş, böylelikle de geçici konfigürasyonlar ve söylem yapıları ile tahakkümün kendisini görünür kılabildiğini belirtmiştir (Srubar 2009: 201). Bu bağlamda söz konusu geçiciliğin önüne geçilebilmesi ve belleğin zamana direnmesi için mekânın önemli bir unsur olduğunun söylenilmesi yanlış olmaz. 20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden biri olan Edmund Husserl'in öne sürmüş olduğu fikirler felsefe, sosyoloji ve psikoloji alanında analizlerin yapılmasına katkı sağlamıştır. Bu noktada çalışmanın amacı, Husserl'in temellerini atmış olduğu ve bir öz ontolojisi olan fenomenoloji yöntem olarak kullanılarak, 11 Eylül Müzesi'nin analizinin yapılmasıdır. Böylelikle de hafıza mekânı olarak kabul edilen müzenin Husserl referans alınarak göstergebilim üzerinden değerlendirilmesi amaçlanmaktadır

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 300; 830
    Subjects: National September 11 Memorial & Museum; Kollektives Gedächtnis; Husserl, Edmund
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  17. IVG Şanghay 2015: Kısa Bir Değerlendirme
    Author: Filazi, Ensa
    Published: 17.10.2018

    2010 yılında Polonya'nın Varşova kentinde "Vielheit und Einheit der Germanistik" teması ile gerçekleştirilen 12. Uluslararası Germanistik Kongresi’nin ardından 13. Uluslararası Germanistik Kongresi 2015 yılında "Germanistik zwischen Tradition und... more

     

    2010 yılında Polonya'nın Varşova kentinde "Vielheit und Einheit der Germanistik" teması ile gerçekleştirilen 12. Uluslararası Germanistik Kongresi’nin ardından 13. Uluslararası Germanistik Kongresi 2015 yılında "Germanistik zwischen Tradition und Innovation" teması ile Çin Halk Cumhuriyeti Şanghay Tongji Üniversitesi'nde 23-30 Ağustos 2015 tarihlerinde düzenlendi. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 96 ülkeden kongreye katılan 1200'ün üzerinde değerli akademisyen ve araştırmacı kongrede bildirilerini sundular.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 830
    Subjects: Kongress; Germanistik; Schanghai
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  18. Eylem – Eyleyen İlişkisi Bağlamında Nesne Kavramı The notion of object in the context of verb-action
    Published: 30.06.2016

    The basic units of a sentence in German language grammar are generally based on verbs. This statement is no-account for Turkish Language Grammar; because the units are usually considered as elements existing in a sentence randomly without taking into... more

     

    The basic units of a sentence in German language grammar are generally based on verbs. This statement is no-account for Turkish Language Grammar; because the units are usually considered as elements existing in a sentence randomly without taking into account the combination value of a verb (Valence). However, in this paper, an assessment takes place in combination value framework and the items required by the verb are handled accordingly. Another case is about the term and the concept of object (objective) on which there is an agreement in German, but a disagreement in Turkish. So, in this study, first the concept of object in a general sense, secondly, the post positional object has been handled. The purpose is not to compare the Turkish and German languages in terms of the types of the objects, but to give some German examples in order to make the concept of object in Turkish context more understandable. We suggest it wrong that this term is limited to accusative object in Turkish language and the terms such as ablative object, locative object, comitative object and postpositional object are grammatical facts. In this context, we have specified there are verbs as actions requiring propositional object in Turkish language. Almanca dilbilgisinde tümcenin temel öğeleri genellikle eylem temel alınarak yapılır. Türkçe dilbilgisi için bu durum sözde kalmaktadır. Çünkü öğeler genellikle eylemin birleşim değeri göz önünde bulundurulmadan, o anda tümcede rastlantısal olarak bulunan öğeler olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, nitel araştırma yöntemiyle internetten ve basılı dokümanlardan elde edilen verilerin yorumlanmasıyla oluşan bu makalede, birleşim değeri çerçevesinde değerlendirme yapılmış olup eylemin gerektirdiği öğeler buna göre ele alınmalıdır. Diğer bir sorun da, Almanca dilbilgisi bağlamında üzerinde genel anlamda uzlaşılan, ancak Türkçede tartışmalı olan nesne terimi ve kavramıdır. Dolayısıyla bu çalışmada genel anlamda nesne kavramından yola çıkılarak sonilgeçli nesne kavramına gelinecektir. Amaç, Türkçe - Almanca nesne türlerini karşılaştırmak değil, Türk dili bağlamında “nesne”nin daha iyi anlaşılmasını sağlamak için Almancadan da örnekler vermektir. Nesne teriminin Türkçede Akkusativobjekt ile sınırlı tutulmasının yanlış olduğu ve çıkma durumu nesnesi, bulunma durumu nesnesi, sonilgeçli nesne gibi terimlerin dilbilgisel bir gerçek olduğu sonucuna varılmıştır. Bu bağlamda Türkçede eyleyen (Aktant) olarak sonilgeçli nesne (Postpositionalobjekt) gerektiren eylemler olduğu saptanmıştır.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 400; 430; 830
    Subjects: Deutsch; Türkisch; Verb; Objekt; Valenz <Linguistik>
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  19. Bir Toplumdilbilimsel Değişken Olarak Türkiye’de Kadın Dili Araştırmaları ve Görsel Medyada Kadın Dili Women language studies and women's language in visual media in Turkey as a sociolinguistic variation
    Published: 30.06.2016

    Women and men are different in many ways. The differences are not only in physical appearances, clothes or acts; but also in behaviour, performance, thinking, habits, and language. Also, they are obliged to have some social roles apart from the... more

     

    Women and men are different in many ways. The differences are not only in physical appearances, clothes or acts; but also in behaviour, performance, thinking, habits, and language. Also, they are obliged to have some social roles apart from the biological roles that they have. These roles provide women and men to interact socially. Social interactions can be observed in the language of women and men. Language, in this case, is an element of combination of interaction between the biological gender and social role. There have been differences between the languages used by women and men; even though, they speak the same language, words and, and obey the same rules. The main aim of the study, which will continue with descriptive - analytic method, is to look through the studies of the women's language in Turkey. In the theoretical part, the studies performed in Turkey about women's language will be reviewed and mentioned. The importance given to the studies of the language of women and men started in the early of 20th. Century. These studies have been realized in not only contextually; but also, lexically, rhetorically and syntactically. This topic, which has been discussed broadly especially in Germany has not been handled broadly enough in Turkey so far. In the implementation part of the study, women's language in media will be handled. Media contexts will be assessed and women's language in these contexts will be examined. Women's language will be assessed from the contextual, lexical, rhetorical and syntactical points of view. Kadınlar ve erkekler yapısal farklılıkları dışında birçok açıdan ayrılıklar göstermektedir. Bu ayrılıklar sadece fiziki görünüşte, giyimde, hareketlerde değil, genel olarak davranış, uygulama, düşünme, alışkanlıklar ve dil gibi alanlarda da görülebilmektedir. Ayrıca kadın ve erkeğe sahip oldukları biyolojik cinsiyetleri haricinde toplumsal roller de yüklenmektedir. Bu roller de kadın ve erkek arasında mevcut olan farklılıkların toplumsal açıdan etkileşime girmesini sağlamaktadır. Toplumsal etkileşimler kadınlarla erkeklerin dillerinde de gözlemlenebilmektedir. Dil, bu durumda biyolojik cinsiyet ve toplumsal rol etkileşimlerinin bir arada bulunduğu bir öğedir. Aynı dili konuşmalarına, dilin aynı sözcükleri ve kurallarını kullanmalarına rağmen, kadınların dilleri ile erkeklerin dilleri arasında farklılıklar bulunmaktadır. Genel olarak deskriptif - analitik yöntemle ilerleyecek olan bu çalışmanın amacı Türkiye'deki kadın dili araştırmalarına göz atmaktır. Çalışmanın kuramsal kısmında, Türkiye'de yapılmış olan kadın dili araştırmalarına değinilerek hangi durumda olduğunun gözden geçirilmesi düşünülmektedir. Dünyada kadın ve erkek dili ile ilgili çalışmalara 20. yüzyıl başlarında ağırlık verilmiştir. Bu çalışmalar sadece içeriksel değil, aynı zamanda sözlüksel, retorik ve sözdizimsel bağlamda da gerçekleştirilmiştir. Özellikle Almanya’da oldukça geniş bir araştırma alanı olan bu konunun, Türkiye'de bu kadar geniş çapta ele alınmadığı görülmektedir. Çalışmanın uygulama bölümünde medyadaki kadın dili ele alınacaktır. Bu kısımda medya metinleri değerlendirilerek söz konusu metinlerdeki kadın dili incelenecektir. Kadın dili değişkeninin görsel medyada hangi özellikleri ile ortaya çıktığı, ne şekilde gözlemlenebildiği gerek içeriksel, gerekse sözlüksel, retorik ve sözdizimsel bağlamda incelenecektir.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 410; 830
    Subjects: Frau; Sprache; Soziolinguistik; Geschlechterrolle; Geschlechtsunterschied; Visuelle Medien
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  20. Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Tarafından Hazırlanan, Uygulanan ve Değerlendirilen Almanca Yabancı Dil Sınavlarında Yer Alan Bağlaçlara İlişkin Bir Araştırma A study on conjunctions in foreign language examinations prepared and performed by Student Evaluation, Selection and Placement Centre (ÖSYM)
    Published: 30.06.2016

    In this study, the reasons why vast number of people cannot achieve desired results in language exams prepared and evaluated by the Student Evaluation, Selection and Placement Centre (ÖSYM) although foreign language education begins in primary... more

     

    In this study, the reasons why vast number of people cannot achieve desired results in language exams prepared and evaluated by the Student Evaluation, Selection and Placement Centre (ÖSYM) although foreign language education begins in primary schools in Turkey and why even graduates who already studied teaching German for four years cannot get intended results from KPSS ÖABT Foreign Language Field Exams were investigated. It was also sought to what extent the ones who took the exam answered the questions or why they made mistakes while answering the questions. The data about the research was gathered by applying to Trakya University students and as a result of obtaining desired results on reading skill and translation skills but getting insufficient results on grammar the research was limited to the questions which took place in randomly selected exam samples and whose options consisted of at least one conjunction. The study on conjunctions showed that the exams prepared by Student Evaluation, Selection and Placement Centre included conjunctions which are often used in daily language as well as conjunctions which are used very rarely. It was also seen that in order to give correct answers to the questions, it will not be enough to revise some subjects in grammar books studied during the education period and the meaning of the uncompleted sentences whose missing suitable words are in the options should be understood very well, so a wide vocabulary knowledge is necessary and all of the functions of conjunctions should be known as well. But when the grammar books studied during Trakya University undergraduate education were analyzed, it was seen that these books do not include every conjunction and there are differences in the ways the conjunctions are mentioned, and the information about conjunctions in every source is not given thoroughly, and for that reason candidate teachers in German Language Teaching Department have to do additional practice individually apart from the education they have at school in order to succeed in these exams. Bu çalışmada Türkiye'de ilköğretim kurumlarından itibaren en az bir yabancı dil öğretilmesine rağmen neden Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından hazırlanan, uygulanan ve değerlendirilen sınavlarda birçok kişinin istenilen başarıya ulaşamadığı, özellikle dört yıl yabancı dilde eğitim alan Almanca öğretmenlik lisans mezunu öğretmen adaylarının Öğretmenlik Alan Bilgisi Testinden neden istedikleri sonuçları elde edemedikleri araştırılmış, sınavlara girenlerin sınav sorularını ne ölçüde doğru cevaplandırdıkları veya sorulara cevap verirken neden hata yaptıkları sorularına cevap aranmıştır. Araştırmaya ilişkin veriler rastgele seçilen ÖSYM'nin hazırlamış olduğu sınavlardan alınan örnek sorulardan oluşturulan bir örnek sınavın Trakya Üniversitesi lisans öğrencilerine uygulanması suretiyle toplanmış, okuduğunu anlama, çeviri gibi birçok soru tipinde iyi sonuçlar elde edilmesi ancak dilbilgisine ilişkin soruların çok azının doğru cevaplandırılması sonucunda araştırma cevap şıkları arasında en az bir adet bağlaç bulunan sorular ile sınırlandırılmıştır. Bağlaçlar üzerine yapılan inceleme, ÖSYM tarafından hazırlanan ve uygulanan sınavlarda günlük yaşamda sık kullanılan bağlaçların yanı sıra çok nadir kullanılan bağlaçlara da yer verildiğini ve sorulara doğru cevap verebilmek için lisans süresince kullanılan dilbilgisi kitaplarındaki konuları tekrar etmenin yeterli olmayacağı, merkezi sınavlarda yer alan soruları doğru cevaplandırabilmek için özellikle şıklarda yer alan uygun bir kelime ile tamamlanması gereken cümlelerin anlamlarının çok iyi anlaşılması ve bunun için de çok geniş bir kelime hazinesine sahip olunması ve öte yandan bağlaçların üstlenebilecekleri tüm işlevlerini ve anlamsal ve sözdizimsel özelliklerini bilmek gerektiğini ortaya koymuştur. Ancak Almanca Öğretmenliği lisans eğitimi süresince kullanılan dilbilgisi kitapları incelendiğinde, bunlarda her bir bağlaca yer verilmediği gibi bağlaçların sunuluş biçiminde de farklılıkların olduğu ve her kaynakta bağlaçların her bir anlamsal ve sözdizimsel özelliğine yer verilmediği, bu nedenle Almanca öğretmen adaylarının sınavlarda başarılı olmak için lisans süresince aldıkları eğitimin yanı sıra mutlaka daha başka kaynaklardan da aydalanarak bireysel olarak ek çalışmalar yapmaları gerektiği sonucuna varılmıştır.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 430; 830
    Subjects: Konjunktion; Deutschunterricht; Fremdsprachenunterricht; Evaluation; Deutschlehrer; Lehrerbildung
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  21. Züli Aladağ'ın "Öfke" Filminde Türk-Alman Gençlik Alt Kültürlerinin Yansımaları

    Bu çalışmada Almanya'ya işçi olarak giden ilk Türk neslin torunları olan üçüncü ve dördüncü kuşak gençlerin Alman toplumunda yaşadıkları sosyo-kültürel ve psikolojik sorunları saptanmaya çalışılacaktır. Araştırma nesnesi olarak "kurmaca" dalında 2007... more

     

    Bu çalışmada Almanya'ya işçi olarak giden ilk Türk neslin torunları olan üçüncü ve dördüncü kuşak gençlerin Alman toplumunda yaşadıkları sosyo-kültürel ve psikolojik sorunları saptanmaya çalışılacaktır. Araştırma nesnesi olarak "kurmaca" dalında 2007 Adolf Grimme ödülünü alarak Türk-Alman sinemasında önemli bir başarıya imza atmış bulunan yönetmen Züli Aladağ'ın 2006 yılında çektiği, Almanya'daki Türk gençliğini konu alan "Öfke" adlı filmi incelenecektir. Almanya'da çok kültürlü ortamda yetişen gençlerin, toplumda egemen kültür dışında kendi aralarında oluşturdukları dia-kültür ve bu alt kültürleri oluşturmaya iten sorunlar film çerçevesinde nitel yöntemle gözlemlenecektir. Almanya'daki Türk gençliğin dâhil olduğu dia-kültürleri bağlamında yapılan incelemede gençlerin toplandıkları mekânlar, kullandıkları dil ve ifade biçimleri, dinledikleri müzikler, giyim tarzları ve takıları esas alınacaktır. Belirlenen sorunlar incelenirken nesiller arası çatışmaya, aile içi ilişkilere, iki kültür arasında bocalama ve yaşanan bunalımlara, toplumdan uzaklaşarak özgür olma düşüncelerine ve buna bağlı paradoksal durumlarına, suç ve uyuşturucuya olan eğilimlerine neden-sonuç ilişkisi bağlamında filmden alıntılar yapılarak örnekler verilecektir. İncelemede filmin çekildiği 2006 yılından günümüze kadar yaşanan süreçteki sorunlar ve günümüze yansımaları karşılaştırılarak buna yönelik çözüm yolları önerilecektir. In diesem Beitrag werden die soziokulturellen und psychologischen Probleme der dritten und vierten Generation junger Menschen, die Enkelkinder derer, die als Arbeiter nach Deutschland gingen, untersucht. Der Untersuchungsgegenstand ist ein Film mit dem Titel "Wut" des deutsch-türkischen Regisseurs Züli Aladağ. Aladağ ist einer der wichtigsten in der deutsch-türkischen Filmbranche. 2007 erhielt sein 2006 gedrehter Film den Adolf-Grimme-Preis für Fiktion. Die türkischstämmigen Jugendlichen, die in Deutschland in einem multikulturellen Umfeld aufwachsen, und ihre Probleme, welche mit der von ihnen geschaffenen Dia-Kultur verbunden sind, bilden das Thema des Filmes. Um eben ihre Subkulturen darzustellen, werden die Probleme im Rahmen des Films mit der qualitativen Methode betrachtet. In der Studie, die im Zusammenhang mit den Dia- Kulturen der türkischstämmigen Jugendlichen in Deutschland durchgeführt wurde, werden die Orte, an denen sich Jugendliche treffen, die verwendete Sprache und Ausdrucksformen, die Musik, die sie sich anhören, die Kleidungsstile und die Schmuckgewohnheiten als Grundlage genommen. Bei der Untersuchung der identifizierten Probleme werden Beispiele aus dem Film gegeben, in denen es um Konflikte zwischen den Generationen und Familien-Verhältnissen geht, die (im Zusammenhang mit dem Kausalitätsprinzip) die von beiden Kulturen gezerrten und paradoxalen Erlebnisse veranschaulichen. Bei der Untersuchung des Films werden die aktuellen Probleme seit 2006, wo der Film gedreht wurde, bis heute und ihre Erscheinungsformen in unserer Gegenwart verglichen und abschließend Lösungen für sie vorgeschlagen.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 791; 830
    Subjects: Aladag, Züli; Film; Migration; Jugend; Subkultur
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  22. Eylem Odaklı Yaklaşım Açısından İletişim Kavramının Analizi

    İletişim artık sadece bilimsel literatürün değil aynı zamanda günlük hayatın da konusu olmuştur. Bu gerçekten hareketle iletişimin daha detaylı bir şekilde mercek altına alınmasında yarar vardır çünkü iletişimin genellikle sadece iki kişinin... more

     

    İletişim artık sadece bilimsel literatürün değil aynı zamanda günlük hayatın da konusu olmuştur. Bu gerçekten hareketle iletişimin daha detaylı bir şekilde mercek altına alınmasında yarar vardır çünkü iletişimin genellikle sadece iki kişinin karşılıklı konuşması olarak algılanması bu alanda bazı yanlış anlaşılmaların ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir. Çalışmanın amacı iletişim kavramını eylem odaklı bir bakış açısıyla analiz etmektir. Bunun için iletişim kavramı öncelikle Bühler’in bakış açısıyla ele alınacaktır; çünkü Bühler’in iletişim modeliyle biraz daha anlaşılır hale gelen iletişim eylemi, Schulz von Thun'un mesajın dört yönünü ortaya koyduğu modeliyle daha net bir izahata kavuşmuştur. Thun iletişimi "nesnel ifade", "ilişki düzeyi", "iç dünyanın ifşası" ve "çağrı" kavramlarıyla çok ayrıntılı bir şekilde izah ederek bu alanda var olan önemli bir boşluğu doldurmayı başarmıştır. İletişim alanına katkı sunan bir başka bilim adamı ise Watzlawick ve arkadaşlarıdır. Watzlawick ve arkadaşları "iletişim kuramamak imkânsızdır." düsturuyla hiçbir şey söylememenin de bir iletişim şekli olduğunu ortaya koyar. Bir başka deyişle Watzlawick hiçbir şey söylememenin de bir şey söylemek olduğu gerçeğini savunarak bu alana yeni sayılabilecek bir bakış açısı kazandırmıştır. Kommunikation ist nicht nur Gegenstand der wissenschaftlichen Literatur, sondern auch des täglichen Lebens geworden. Deswegen würde es sich lohnen den Begriff "Kommunikation" zu beleuchten. Da Kommunikation im Allgemeinen nur als gegenseitiges Gespräch zwischen zwei Personen wahrgenommen wird, führt dies zu Missverständnissen. Ziel des Artikels ist es, den Begriff "Kommunikation" vom handlungsorientierten Blickwinkel aus zu analysieren. In dieser Hinsicht wird der Begriff "Kommunikation" in der Studie aus einer handlungsorientierten Perspektive behandelt. Die Kommunikationshandlung, die mit dem Kommunikationsmodell von Bühler einigermaßen verständlich wurde, wurde durch das Modell von Schulz v. Thun, in dem er die vier Seiten der Nachricht vor Augen führt, noch plausibler. Thun hat mit den Begriffen "Sachaussage", "Beziehungsaspekt", "Selbstkundgabe" und "Appell" die Kommunikation sehr detailliert erklärt und somit eine wichtige Lücke in diesem Bereich gefüllt. Watzlawick und seine Kollegen sind weitere Wissenschaftler, die zum Bereich der Kommunikation beigetragen haben. Watzlawick stellt mit seiner Maxime "Man kann nicht nicht kommunizieren" fest, dass nichts sagen auch eine Form der Kommunikation ist. Mit anderen Worten, Watzlawick leistete einen Beitrag in diesem Bereich, indem er die Tatsache vorbrachte, dass "nichts sagen" auch "etwas sagen" bedeutet.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 430
    Subjects: Kommunikation; Wort; Sprache; Sprechakt; Körpersprache
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  23. Yabancı Dil Olarak Almanca Öğreniminde Mobil/Çevrimiçi ve Basılı Sözlük Kullanımı
    Author: Oflaz, Adnan

    Yabancı dil öğreniminde kullanılan en önemli materyallerden biri de sözlüktür. Öğrenci öğreneceği kelimenin anlamını ilk önce sözlükten bakmaktadır. Yabancı dil öğreniminde sözlük anahtar konumdadır. Günümüzde yabancı dil öğrenirken aranan kelimenin... more

     

    Yabancı dil öğreniminde kullanılan en önemli materyallerden biri de sözlüktür. Öğrenci öğreneceği kelimenin anlamını ilk önce sözlükten bakmaktadır. Yabancı dil öğreniminde sözlük anahtar konumdadır. Günümüzde yabancı dil öğrenirken aranan kelimenin anlamına mobil ve çevrimiçi sözlükler vasıtasıyla oldukça hızlı ulaşılmakta, yabancı dil öğrenenler artık akıllı telefonlara yüklenen programlardan ve çevrimiçi çeviri internet sitelerinden sıklıkla yararlanmaktadır. Bu çalışmada Almanca Öğretmenliği Hazırlık programı sınıflarındaki öğrencilerin sözlük kullanım durumları incelenmiş, öğrencilerin basılı sözlük ve mobil-çevrimiçi sözlükleri kullanım durumları nitel ve nicel açılardan incelenmiştir. Çalışmada OMÜ Yabancı Diller Yüksekokulu, Almanca hazırlık sınıflarında öğrenim gören 42 öğrenciye anket uygulanmış, mobil-çevrimiçi ve basılı sözlükleri kullanım durumları karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve belirlenen alt problemlere cevap aranmıştır. Ayrıca öğrencilerin kullandığı mobil-çevrimiçi ve basılı sözlüklerin isimleri ve kullanım sıklıkları tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre öğrencilerin % 95' e yakını çevrimiçi ve mobil sözlük kullanmakta, yarıya yakını (%47,6) ise nadiren basılı sözlük kullanmaktadır. Mobil /çevrimiçi sözlükler söz varlığı açısından kısmen yeterli görülürken, basılı sözlükler büyük oranda yeterli görülmektedir. Kelimeye hızlı erişim ve kullanım kolaylığı mobil sözlüklerin avantajlı tarafı olarak belirlenmiştir. "Google Translate" (% 65,7) en sık kullanılan çevrimiçi sözlük olarak belirlenmiştir. TDK Almanca-Türkçe sözlük (% 41,5) en çok kullanılan basılı sözlük olarak belirlenmiştir. Eines der wichtigsten Materialien im Fremdsprachenunterricht ist das Wörterbuch. Die Lernenden schlagen gleich im Wörterbuch nach, wenn sie ein neues und unbekanntes Wort lernen. Es ist wahr, dass das Wörterbuch eine entscheidende Rolle im Fremdsprachenunterricht spielt. Heutzutage kann man die Bedeutung des unbekannten Wortes mit Hilfe von mobilen und online-Wörterbüchern ganz einfach und ganz schnell erreichen. Im Lernprozess einer Fremdsprache gebrauchen die Lernenden oft Programme, die auf Smartphone installiert werden können oder auch kostenlose online Übersetzungsseiten. In dieser Studie wurde die Nutzung von Wörterbüchern (gedruckt, mobil und online) bei 42 Studenten, die in den Vorbereitungsklassen Deutsch lernen, untersucht. Im Rahmen der Studie wurde unter Studenten eine Umfrage durchgeführt. Durch diese Befragung wurde die Nutzung von Wörterbüchern quantitativ vergleichend untersucht. Übrigens wurden Namen und Nutzungshäufigkeiten der Wörterbücher festgestellt. Den Ergebnissen zufolge verwenden 95,2 % der Studenten ein mobiles/online Wörterbuch. Fast die Hälfte aller Befragten (47,6 %) verwendet ein gedrucktes Wörterbuch. Die Studenten finden den Wortschatzumfang bei den "mobil/online" Wörterbüchern nicht "ausreichend" und "informativ". Dagegen wurde der Wortschatzumfang bei gedruckten Wörterbüchern als "ausreichend" angesehen. Die Wörter sehr schnell zu erreichen und Benutzerfreundlichkeit sind die Vorteile von mobil/online Wörterbüchern. "Google Übersetzer" (65,7 %) wurde als das häufigst verwendete "online" Wörterbuch festgestellt. Und das gedruckte "Deutsch-Türkisch Wörterbuch" (41,5 %) (Herausgegeben vom Türkischen Sprachinstitut) wurde als häufigst verwendetes "gedrucktes" Wörterbuch festgestellt.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 370; 430
    Subjects: Deutsch; Wörterbuch; Online-Wörterbuch; Benutzung; Smartphone
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  24. Hasan Kayıhan'ın "Gurbet Ölümleri" Adlı Romanında Yabancılaşma

    Hasan Kayıhan sonradan Almanya'ya giden ve Türkçe eserler kaleme alan ilk kuşak göçmen yazarlar arasında yer alır. Türkçeyi iyi kullanması ile bilinen yazarın birçok ödüle layık görülen eserleri, yurt dışında yaşayan Türk insanının zamanla kendine... more

     

    Hasan Kayıhan sonradan Almanya'ya giden ve Türkçe eserler kaleme alan ilk kuşak göçmen yazarlar arasında yer alır. Türkçeyi iyi kullanması ile bilinen yazarın birçok ödüle layık görülen eserleri, yurt dışında yaşayan Türk insanının zamanla kendine karşı yabancılaşmasını ele alır. Kitaplarının yanında dergi ve makalelerde de çalışmaları yayımlanan Kayıhan, özellikle Almanya'da yaşayan Türk gençlerinin ana dillerini unutmamaları noktasında gayret sarf etmektedir. Bu çalışmada yazarın "Gurbet Ölümleri" adlı romanı yapısal ve tematik bakımdan ele alınarak yabancılaşma olgusuna olan yaklaşımı irdelenmeye çalışılmıştır. Hasan Kayıhan, bireyin öz kültürünü, dilini, milli ve dini değerlerini korumakla sorumlu olduğunu dile getirerek bu manevi değerleri korumak için her türlü fedakârlığı yapmak zorunda olduğunu eserlerinde ifade eder. Bu yabancılaşma sürecine kimi zaman kişi farkında olmadan girmekte ve dönüşüm kendiliğinden gerçekleşmektedir. Söz konusu eserde de başkişi yabancılaşarak dönüşüm geçirmiş ve bu da hayatına mal olmuştur. Hasan Kayıhan takes place among the first-generation immigrant writers who migrated to Germany and wrote Turkish works. Known with his gift of gab in Turkish, his works, seen as worthy of many awards focus on self-alienating process of Turkish people living abroad. Besides his books, Kayıhan's works are also published in journals and articles. He exerts himself on preventing the Turkish youth from forgetting their mother tongue, especially those who live in Germany. In this study, the novel "Gurbet Ölümleri" is stylistically and thematically analysed. Furthermore, the approach towards alienation is tried to be examined. Hasan Kayıhan states in his works that an individual is responsible for protecting the own culture, language, nationality and religious values and they must be willing to sacrifice to protect these moral values. Sometimes, one can go through this alienation process unconsciously, and transformation occurs by itself. In the presented work, the protagonist underwent a transformation by alienating, and this costed him his life.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 830; 890
    Subjects: Migrantenliteratur; Entfremdung <Motiv>
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  25. Alman Dili Edebiyatı Bölümü Öğrencilerinin Kariyer Planlarının Tespiti

    Kariyer planlama bireyin geleceğe yönelik meslek/iş yaşamı konusunda planlama yapmasıdır. Kariyer planlamasının temeli, çalışan değerlendirmesidir. Kariyere yönelik ilk ciddi tercihlerin yapıldığı ve potansiyel meslek profesyonellerinin... more

     

    Kariyer planlama bireyin geleceğe yönelik meslek/iş yaşamı konusunda planlama yapmasıdır. Kariyer planlamasının temeli, çalışan değerlendirmesidir. Kariyere yönelik ilk ciddi tercihlerin yapıldığı ve potansiyel meslek profesyonellerinin yetiştirildiği alanların başında üniversiteler gelmektedir. Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü ise dönem içerisinde yaklaşık 250 öğrenci kapasitesi bulunan ve sıkça tercih edilen üniversite bölümlerinden biridir. Mezunlarına farklı alanlarda pek çok kariyer imkanı sunan bu bölümün öğrencilerinin kariyer planlarının belirlenmesi meslek adaylarının gelecekteki istihdamı ve kariyer planlama yapması için önemli ve gereklidir. Toplanan veriler SPSS programında yüzde, ki-kare testi ve frekans dağılımı ile değerlendirilmiştir. Öğrencilerin planlama sonuçları tüm detaylarıyla sunulmuştur. Career planning is a plan of an individual about profession/working life. The basic of career planning is the employee assessment. Universities are leading institutions in which first and serious choices about careers are made, and potential professionals are educated. The Department of German Language and Literature is one of the departments in universities which has a capacity of about 250 students in a term and which is frequently preferred by students. Career planning of students in this department, which provides many opportunities for its graduates in different areas, is important and necessary in terms of future professional employments and career plannings. The collected data were measured in percentage, the chi-square test and the frequency distribution by using the SPSS program. Planning results of students were presented in detail.

     

    Export to reference management software
    Content information: free
    Source: CompaRe
    Language: Turkish
    Media type: Article
    Format: Online
    DDC Categories: 830
    Subjects: Germanistikstudent; Berufsplanung; Karriere
    Rights:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess